"Yoğun" demek bir bahane olsa da, gerçekten yoğun yaşayan insanlar da var. Yoğun yaşayan biri, yoğunluğun içinde çırpınan başkalarını anlamakta zorlanmaz. Bir gün arkadaş A, bir tanıdığının kendisine "Sanki başkan senden daha yoğunmuş gibi. Yoğun numarası yapma." dediğini söyledi. Sadece bir şaka gibi görünse de A oldukça kırılmış ve neden günlerini yemek bile yiyemeden çalışırken böyle bir şey duyması gerektiğini sorgulayarak derin bir nefes aldı.

Benim yerime benim hayatımı yaşayacak mısın?

Her insan kendi hayatının içinde sayısız rolü üstlenerek gününü geçirir. Bu süreçte yaşadığımız stres ve baskı, herkesin kendi nedenleriyle var olur ve yoğunluk da her insanda farklı bir şekilde kendini gösterir. Benim yoğunluğum başkaları için görünmez, sadece benim savaşım olduğundan, başkalarının gözünde hiçbir şey yapmıyor gibi görünerek abartıyor gibi görünebilirim. Belki A'nın gözünde, hiçbir şey yapmazken yoğun bir hayat yaşıyormuş gibi görünüyordu. Ama bu, sadece başkalarının bakış açısıdır. Başkalarının gözüne ve ölçütlerine göre yaşayamayız. Gereği de yok.

Umarım A, gelecekteki başarılı benliği için, başkalarının alaycı sözlerinden kırılmak yerine, sessizce yapması gerekenleri yapmaya devam eder. Sıradan bir insanın başkandan daha yoğun olması zor olsa da, kendine özgü yoğunluk nedenleri olabilir. Ve başkandan daha yoğun olmak, yoğun yaşamaya hak kazanmak anlamına gelmiyor.

"Yoğun numarası yapma" sözleri sonuçta kişinin kendi deneyiminden ve bakış açısından gelen öznel bir yargıdır. Her birimiz kendi hayatını yaşayan kahramanlarız ve bu yoğunluk, bizim hikayemizdir. Başkalarının yargıları değil, kendi hayatımızı yaşamaya hakkımız var. O yüzden, bir süre daha başkalarının gözünde yoğun gibi görünüyorsan da görünmesen de, şimdiki gibi çalışmaya devam etmeni diliyorum.

※ Alaycı insanların psikolojik nedenleri

1. Alaycı insanlar kendi memnuniyetsizlikleri veya kıskançlıklarını dolaylı bir şekilde ifade edebilirler. Yoğun bir hayat yaşayan başkalarını görerek kendi hayatlarını veya başarılarını karşılaştırırlar ve bunun sonucunda hissettikleri aşağılık kompleksini veya kıskançlığı alaycı sözlerle dışa vururlar.

2. Bazıları kendi görüş veya düşüncelerini doğrudan ifade etmekte zorlanır veya çatışmadan kaçınmak için alaycı bir yol seçebilirler. Bu gibi durumlarda alaycı sözlerin altında gerçekte yapıcı eleştiri veya görüşler yatsa da, bu yöntem iletişimi zorlaştırır ve yanlış anlaşılmalara yol açabilir.

3. Sosyal ilişkilerde üstünlük hissi yaşama isteği de etkili olabilir. Başkalarını alay ederek, kendi konumunu veya yeteneklerini dolaylı olarak sergilemek isterler. Bu, kendi özgüvenlerini artırmak veya sosyal konumlarını güçlendirmek için bir yöntem olarak kullanılabilir.

4. Bazıları sadece alışkanlık olarak alaycı sözler kullanabilir. Bu gibi durumlarda, alaycı konuşma, kişinin iletişim tarzı haline gelir ve karşı tarafı incitme amacı taşımaz. Ancak bu alışkanlığın, başkalarıyla ilişkilerde yanlış anlaşılmalara veya gereksiz çatışmalara yol açabileceğini fark etmek önemlidir.

5. Alaycı sözler kişinin dengesiz duygusal durumunu yansıtabilir. Stres, endişe, depresyon gibi olumsuz duygusal durumların neden olduğu alaycı sözler, kişinin kendi duygularını düzgün bir şekilde ifade edemediği veya yönetemediği bir durumdan kaynaklanabilir.