![translation](https://cdn.durumis.com/common/trans.png)
Bu, AI tarafından çevrilen bir gönderidir.
Yeteneksiz bile gerçekten romancı olabilir misin?
- tr Writing language: Korece
- •
-
tr
Referans Ülke: tr
Tüm ülkeler
- •
- Diğer
Dil Seç
Text summarized by durumis AI
- Hwabo-reum yazarı, "<Hoş geldiniz, Hynan-dong Kitabevi>"ni yazarken yetenekten ziyade çaba ve zevk ile roman yazdığını söylüyor.
- Yazar, 'yetenek' mitini yıkarak sevdiği hikayeyi yazdı ve bu süreçte roman yazmanın tadını çıkardı.
- Hwabo-reum yazarı, inandığı şekilde roman yazdı ve bunun sonucunda "<Hoş geldiniz, Hynan-dong Kitabevi>" gibi bir eser ortaya çıktı.
Düşünüyorum da, yeteneğin bir işe yaradığını sanmıyorum.
- Hwang Borum
İlk kitabını çıkarmadan önce profesyonel yazarlık hayatına atılan ve yazar gibi yaşayan Hwang Borum, yazarlığın yetenekle olacak bir iş olmadığını söylüyor. Ama inanılmaz popüler olan <Hoş Geldiniz, Hünan-dong Kitapçısı> kitabına baktığımızda, acaba yeteneksiz miydi diye soranlar da olacaktır. Bu sözleri havalı görünmek için mi söyledi yoksa gerçekten keyif alarak yazdığı için bu kadar büyük bir eser ortaya çıktı mı?
<Grit>in büyük bir popülariteye ulaşmasının ardından yetenek efsanesi hakkında birçok düşünce değişti gibi görünse de, insanlar hala "yetenek" kavramına takılıp kalıyor. Ben de çocukluğumda aldığım yetenek efsanesinden kurtuldum ama yine de sık sık "yetenek" alanını düşünüyorum.
Henüz 100 yıl bile yaşamadım, bu yüzden doğru cevabın ne olduğunu bilmiyorum ama yeteneğim yok diye roman yazamıyorum diyorsanız, o zaman gerçekten de yazamıyorsunuz demektir. Yetenek efsanesine inanmayıp kendi yolunuza giderseniz o zaman gerçekten de kendi yolunuzda ilerlersiniz. Ayrıca, Deha, çabalayanı yener, çabalayan da zevk alanını yener derler.
İnsan, kendine neye inanırsa o olur.
- Anton Çehov
İnsan sonunda inandığı şey olur. Anton Çehov'un dediği gibi.
▶ Yazmaya başladığımdan beri aklımda sadece bitirmek vardı. Yani, hikayenin tamamlanması. Hikayenin tamamlanması bana bağlı olduğundan, sadece kendime güvenmem gerekiyordu.
▶ O zamanlar roman yazmıyor, hikaye yazıyordum.
▶ Hikaye yazıyorum diye düşününce yapabileceğimi hissettim. Hikaye, ben hikayeyi seviyorum.
▶ Bir hikayeyi okumak ve izlemek, bir insanın hayatını takip etmek demekti.
▶ Bence roman yazmak bu oyunun devamıydı. Önceki oyunlardan farkı, bu sefer hikayenin benden başlamış olmasıydı.
▶ Şimdiye kadar olduğu gibi, o hikayeyi bolca topa vurup farklı versiyonlarda oluşturdum. En beğendiğim versiyonu seçip Türkçeye yazdım. Belirsiz bir imajı cümlelerle net bir şekilde ortaya çıkaran bu süreçte ben roman yazmayı öğrendim. Düşünüyorum da, yeteneğin bir işe yaradığını sanmıyorum.
-Hwang Borum, Basit Yaşamcı, Yelim Yayınları