Kötü Yorumlar Umurunuzda Olmasın

Daha önce yazdığım bir yazıda, "Çıldırdın mı?" diye bir yorum görmüştüm. Gerçekten de bağlamından kopuk bir hakaret olduğu için hala aklımda. Bu tür kötü yorumları yazanlar, ilgi gördüklerinde daha da keyif aldıkları için, onları görmezden gelmeyi tercih ettim, ancak bazen yazarken "Çıldırdın mı?" sözü aklıma geliyor.

Kullanımsız düşünce fazlalığı.

Ne yani, çıldırsam ne olur, çıldırmasam ne olur? En azından o yorumu yapan kişiden daha normal bir hayat sürerek, mutlu bir şekilde yazılarımı yazıyorum.

Bazen beklenmedik yorumlar yüzünden stres de yaşıyorum, ancak sonuçta hayatta her türlü beklenmedik durum ve stresi kontrol edemeyiz. Başkaları ne derse desin, bugün de sessizce yazmaya devam ediyorum. Bu, bir yazarın yapması gereken şeydir. Gereksiz düşünceleri bir kenara bırakıp, yazmaya odaklandığım bu güne şükran duyarak.

▶ Fazla düşünceli olmak, genellikle genetik veya çevresel faktörlerden kaynaklanır, ancak sonuçta her şeyi strese sokan bu özel yaklaşım, kişinin kendine özgü değerlendirmesinden kaynaklanır.

▶ 'Kaygı' durumunda, yargılama ve öznel yorumların devam ettiğini görüyor musunuz? 'Farkındalık' durumunda ise neler olup bittiğini bilinçli olarak kabul edip, olumsuz yargılardan ve dirençten kaçınıp, durumu olduğu gibi kabul ettiğinizi anlıyor musunuz? Dahası, sadece strese kapılmak yerine, kendi kendinize yapmak istediğiniz şeyi seçmek için küçük bir fırsat ve olasılık yaratabildiğinizi anlıyor musunuz?

▶ Hepimizin eğilimleri ve direnç düzeyi farklıdır. Çevreden kaynaklanan stres düzeyi de farklıdır. Ancak deneyimleri nasıl değerlendirdiğimiz ve ilerleyeceğimiz, en çok kontrolümüz altında olan alandır. Fazla düşünmek, doğal bir durum değildir ve gerekli de değildir.

-Nick Trenton, Düşünce Bağımlılığı, Gallion